Velhasıl Kelam Hangi Dil?
(Evet, gerçekten de soru bu!)
Herkesin “kelime dağarcığı” dediği, birkaç kelimenin arka arkaya sıralanıp hayatımıza anlam kattığı karmaşık bir evrende yaşıyoruz. Ama bir sorum var: Bütün bu kelimeler, anlamlar ve cümleler arasında neden bir türlü anlaşamıyoruz? Hani, “herkes doğru anlasın” dediğimizde kimse bir şey anlamıyor, ama hiç farkına varmadığınız bir cümle, herkesin kafasında kendi filmini çekiyor! Gelin, bu muazzam dil karmaşasına bir bakalım. Hem de eğlenceli bir bakış açısıyla!
Kadınlar mı, erkekler mi? Hadi, önce buna odaklanalım. Erkekler, bir problemi çözmeye odaklanırken kelimeleri bir “strateji” gibi kullanıyorlar. “Bu cümlede ne var ki?” diye sorar bir erkek, daha sonra tüm kelimeleri analiz edip, çözüm önerisini yapar: “Kendini ifade etmeni daha kolay hale getirebilirim.” Ne demek istediğini çözemedik mi? O zaman bizzat erkeklerin stratejilerine başvurup, “sen daha net ol, o zaman herkes anlar” diyebiliriz. İşte o kadar! Mesaj verildi, alınması da gerek!
Kadınlar ise durum biraz daha farklı. Kadınların kullandığı dil adeta duyguları yoğunlaştıran bir makine gibi çalışıyor. Bir erkek, yanlış anladığında, kadınlar bazen şöyle der: “Haa, o zaman sana şöyle anlatayım… Bu kelimeyi niye kullanmak zorundaydım? Şöyle düşün, duyguları bir araya getirirken ne demek istediğimi anlaman lazım!” Kadınların kullandığı kelimeler biraz daha çevresel, biraz daha duygusal. “Ya ama sen bana tam olarak ne demek istiyorsun?” sorusunu soran bir kadın, asla “en kısa yol”u tercih etmiyor. Duygular bir yerde duruyor, kelimeler de burada devreye giriyor.
Kadınların Dilinde Anlam Derinliği, Erkeklerin Dilinde Çözüm
Kadınların dilinde her şey biraz daha gölgelidir, yani kelimeler, anlamların derinliklerine inmeyi ister. “Sana söyleyecek çok şeyim var!” dediğinde, aslında “bugün biraz üzgünüm, ama seni kırmak da istemiyorum” diyebilirler. Erkekler içinse dil genellikle daha keskin ve net olur. “Sorun çözülmeli, basitçe halledilmeli” gibi bir mantıkla işler ilerler. Kadın bir cümle kurar: “Bugün hiç kıyafetim iyi gözükmedi,” der. Erkek ise bunun üzerine sadece “aa” demekle yetinir, çünkü ne diyeceğini tam çözememiştir.
İşte tam burada devreye giriyor “kelimelerin büyüsü”! Kadınlar derinlik arar, anlamı duygularla birleştirir, erkekler ise çözüm arayarak odaklanır. Ancak, bazen erkekler de gözlemlerini kadın dilinde ifade etmeye çalışınca iş karışır! “Bence bu kıyafet gayet güzel olmuş” dediğinde kadın, “bunu nasıl yani?” diye sorarak, biraz daha derine inmek isteyebilir.
Biraz Mizah, Biraz Gerçek
Dil sadece bir iletişim aracı değildir. Aynı zamanda kendimizi tanımanın, hissetmenin, anlamanın en güzel yolu! Kadınların kullanacağı dil, duygusal bağ kurmaya dayanırken, erkeklerin dili çoğu zaman direkt ve çözüm odaklı olur. Bir kadın bir ilişki hakkında uzun uzun konuşurken, erkek bazen sadece çözüm önerisi sunar ve “işte böyle hallet!” der. Kadın biraz daha derinleşmeye çalışırken, erkek yüzeysel kalmayı tercih eder. Ama erkeklerin yüzeysel olduğunu söylemek de pek adil olmayabilir, çünkü derinlemesine konuşmalarına gerek bile olmayabilir!
Peki, sizce en iyi iletişim yolu hangisi? Kadınların duygusal yaklaşımlarını mı, yoksa erkeklerin çözüm odaklı mantıklarını mı? Yoksa her ikisinin de kendine özgü, farklı zamanlarda ihtiyaç duyulabilecek diller olduğunu mu kabul ediyorsunuz? Gelin, siz de aşağıdaki yorumlar kısmında fikirlerinizi paylaşın!
Sonuçta, İletişim Herkesin Biraz Hakkı!
Ne olursa olsun, kelimeler ve dil hayatımıza şekil verir. Ama belki de en önemli olan şey, bazen kelimelerle değil, gerçekten dinlemeyi öğrenmek! Hem kadınlar hem erkekler, farklı dil kullanma şekilleriyle dünyayı farklı açılardan görürler. Ama önemli olan, bu farklılıkları anlayarak bir köprü kurmaktır. Kim bilir, belki de “velhasıl kelam” dediğimiz şey, iki farklı dilin birleşiminden ortaya çıkar.